Zamanın birinde yozgatın bi köyünde selami diye bir adam yaşıyormuş.
Birgün köyün kahvesinde gelmiş bakmışki herkes televizyonda izledikleri ankara emniyet müdüründen bahsediyorlarmış...
Selami : benim çok yakın dostumdur demiş yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez demiş.
Köylüler buna inanmamış selami uydurma demişler..
Bunlar iddaya tutuşmuşlar ve dogru ankaraya emniyet müdürünün yanına gelmişler müdür selamiyi görünce ooo selami hoşgeldin nerelerdesin vs vs diyince köylüler inanmış.
Tekrar köye geri dönmüşler aradan zaman geçmiş tekrar televizyonda başbakanı izlerken selami yine söylenmis benim çok yakın arkadaşımdır diye yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez köylüler bu sefer yuhh demiş sen kim başbakanı tanımak kim.
inanmayan köylüler iddaya girip ankaraya bidaha yol almışlar ankarada selamiyi gören başbakan selami kardeşim hoşgeldin nerelerdesin ya hos bes muhabbet sohbet köylüler bozulmuşlar köylerine dönmüşler...
Aradan bi süre geçtikten sonra televizyonda amerikan baskanı bush u izliyorlarmış.
Selami oo bizim bush demis cok yakın arkadaşımdır beraber beyaz sarayda çok oturduk yemek yedik demiş. köylüler bu sefer selami bu kadarda atılmaz demişler tabi bunlar iddaya tutusup doğru amerikaya beyaz sarayın önüne dikilmişler.
Selami köylülerine demişki siz burda bekleyin ben yukarı çıkıp bush la asağıya el sallarız sizde inanırsınız demiş.
Köylülerde kabul etmiş.
Selami yukarı çıkmış bush la birlikte balkondan ell sallamaya başlamışlar fakat köylüler mesafe uzak olduğu için yüzlerini tam seçemiyorlarmış yoldan geçen iki tane zenciye demişlerki şu el sallayanlar kim bakarmısınız ?
Zencilerde : sağdaki bizim selamide soldakini tanımıyoruz